Antalya’da son günlerde bir garip durumlar yaşamaya başladık. Ne zaman biri ile ilgili yazı yazsan ya yazdığınız kişinin yanına giden gazeteciler birlikte fotoğraf çektirip “yanındayız başkanım” mesajı veriyor, ya da senin yazdığın yazıyı çürütmek daha doğrusu yazdığınız kişiyi aklamak için türlü yazılar yazıyorlar.
Ancak belli ki yazılanlar hala sebebini anlamadığım bir şekilde bu gazetecileri öyle üzüyor ki artık işi şakrabanlığa döküyorlar. Son olay da şu: Antalya Hafriyatçılar Odası Başkanı Özgür Bucaklı Bakü’de Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Adlıhan Dere’yi eleştirmiş. Bu eleştirisini de sosyal medyasından yayınlamış. Bizde alıp bunu haber yaptık. Bucaklı’nın bunu yayınlaması üzerine Adlıhan Dere Özgür Bucaklı’dan şikayetçi olmuş. Özgür Bucaklı’da ifade verdikten sonra bununla ilgili eleştirisini yine sosyal medyadan yazmış. Bunun da altına bir kişi yorum yapmış. Akay Seraki isimli kişi yorumlarında Dere ile ilgili inanılmaz suçlamalarda bulunmuş. Özgür Bucaklı’da bu kişiye Adlıhan Dere’nin dayısının oğlu olup olmadığını sormuş. O da “İsterse evladım olsun” diyerek akraba olduklarını kabul etmiş.
Aradan geçen süre içerisinde bu paylaşım hala kalkmadı. Demek ki bununla ilgili herhangi bir hukuksal girişimde ya bulunulmamış, ya da hala sonuç alınamamış. Biri benim akrabam olmadığı halde akrabam olduğunu yazsa ve hele bir de benim aleyhime açıklama yapsa ortalığı ayağa kaldırırım. Üstelik paylaşımın üzerinden tam 13 gün geçmiş.
Ancak bazı kum balıkları belli ki görevden vazife çıkarmışlar. (Hala niçin yaptıklarını anlayamadım. Ama bir tahminim var) Vay işte o aslında onun akrabası değil, zaten iddiaları da doğru değil diye yazı yazmaya. Ya koskoca 10’a yakın yerde görevi olan TESK Genel Başkan Vekilliği, oda başkanlığı, kooperatif başkanlığı, birlik başkanlığı yapan kişi kendini savunamıyor da siz mi savunuyorsunuz? Birde Akay Seraki’nin hayatını araştırıp onun da aleyhine yazmışsınız.
Bırakın Adlıhan Dere kendi derdini kendi anlatsın. Hatta çanak sorularla size anlatsın. Size röportaj versin. Gerçi belki de öyle yaptı. Size böyle böyle yazın ama beni karıştırmayın diye talimat verdi. Sizde görevinizi yerine getirdiniz. Her neyse arkadaşlar dünyanın neresine giderseniz gidin bir oda başkanının birlik başkanın aleyhine açıklama yapması haberdir. Anlaşılan siz patronlarınızla bazı belediyeler arasında aracılık yapmaktan meslek ilkelerini de unutmuşsunuz. Bir gazeteci birini suçluyorsa bırakın kendi savunmasını yapsın, kendi hakkını savunsun. Siz böyle yaptıkça Antalya’nın esnafını yöneten en tepedeki kişiyi aciz duruma düşürüyorsunuz.
Bu arada o kişiyi savunayım derken onu daha da hedef haline getirdiğinizin farkında bile değilsiniz. Şimdi siz böyle refleks verince insanın aklına “Demek ki daha büyük konular var. Bu muhteremler ön alıp onları kapatmaya çalışıyorlar” şeklinde düşüncelere neden oluyorsunuz. O zaman araştıralım bakalım ne çıkacak.
Bu arada geçtiğimiz günlerde Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan ve Döşemealtı Belediye Başkanı Menderes Dal ile ilgili de yazılar yazdık. Belki atlamışsınızdır. Onları da savunmak isterseniz haberiniz olsun.
Esen kalın…
Faruk Keskin
Bu haklı tepkini anlıyorum ama Antalya basıninda ki bu çürümüşlük yeni değil ki!
Muhammet alkaya
Bir incir çekirdeğini bile doldurmaz