DÜNKÜ GİBİ

Yazar: Erdal Nal
Paylaş

Bekle bekle bir türlü gelmez otobüs. Bir cuğara yakayım dersin. Rüzgar aman vermez. Hah yaktın sonunda, bir fırt çekmeden görünür otobüs. Ulan binmeyeceğim. Cuğarama yazık olmasın dersin. Bir sosyetik kadın belirir karşında. Dumanından rahatsız oluyorum. Söndür onu. Sinirle cuğarayı yere çarpar ayaklarınla çiğnersin o sosyetiği çiğnediğini hayal ederek. Abi niye attın, az öteye gidip içebilirdin der biri. Sinirden yerinde zıplamaya başlarsın. Gözlerinden ateş çıkar. Sosyetik köşeye kaçar, ‘a delirdi adam’…

Ötede içseydin diyen adam başlar kahkahalarla gülmeye. Daha çok sinirlenirsin. Ama şimdi ne yapacağını bilmiyorsun. Çünkü biraz önce yerinde zıplamıştın sinirden. Uç noktası orasıydı. Daha fazlası yapamazsın ki. Seri katile mi dönüşeceksin. Zıpladın işte. O halde sen de gül, kahkaha at. Gidip bütün ömrünü hapiste geçirecek değilsin ya. Gül işte sal kendini.

Biraz denesen de gülmeyi bir türlü beceremezsin. Ağlamakla gülmek arasında bir yerde asılı kalır yüzündeki ifade. Hani, o en acınası ifade vardır ya. İşte o. Gülmeyi unuttuğunu fark edersin. Hatırlamaya çalışırsın. Ama bir türlü hatırlayamazsın. O an gülmeyi bilmediğini anlarsın. Hiç gülmedin ki, nereden bileceksin.

Bu büyük farkındalık anında otobüsün durağa yaklaştığını görürsün. Biner binmez yüzün buruşur. Nefesin kesilir. Evden çıkmadan önce parfüm banyosu yapmış birileri var yolcular arasında. Berbat bir koku sarmış her yeri. Kimi mendille burnunu kapatmış, kimi üst taraftaki küçük pencereye burnunu dayamış hava almaya çalışıyor. Nefes darlığı olan biri otobüse binse yaşamı tehlikeye girer. O derece yani. O kadar parfüm tüketen birinin otobüste ne işi olur, diye geçirirsin içinden. Kendi kendine söylenmeye başlarsın. Oysa herkes seni duyuyordur. O kadar parfüm alacak paran varsa git arabana bin, taksi tut. Ne işin var otobüste? Senin bu söylenmelerine birkaç kişi destek verir. En sonunda iki şüpheli genç kızın otobüsten atılmasına kadar uzar bu iş. Yolcuların seni bir kurtarıcı gibi gördüklerini hissettiren bakışları eşliğinde bir mutluluk hissi kaplar içini.

Ön taraftaki koltuklardan biri boşalınca oraya oturursun. O da ne, sürücü bir elinde direksiyon diğerinde telefon. İnternette geziniyor. Yola arada sırada bakıyor. Neyse, bırakır diyorsun. Sabır diyorsun. Bir türlü bırakmıyor. Bir iki küçük kaza riski atlatıyorsunuz. Adam elinde telefon, sanki oturma odasında oturuyor. Kendi kendine konuşmaya, söylenmeye başlıyorsun yine.

Sürücü oradan ‘hayırdır gardaş’ dercesine sana bakıyor. İçinden kendi kendine konuşmaya devam ediyorsun. ‘Hayır, gardaş hayır. Şu elindeki telefonu bırakıp otobüsü düzgünce kullansan, nasıl olur’ diyorum. İyi olur diye koro şeklinde bir ses. Demek ki benim iç sesimi duyuyorlar, diyorsun. Sürücü telefonu bırakıyor. Sana biraz kızgın, ama taraftarın çok olduğundan ses çıkaramıyor. Ağlamaklı bir yüz ifadesiyle aracı sürerken arada sana sinsi kaçamak bakışlar atıyor.

Orta kısımda ayaktaki yolcular arasında siyaset tartışması başlıyor. Yine aynı tipler aynı sözlerle tartışıyor. Biri laf söyletmem diyor. Öbürü anamızı ağlattılar diyor. Bir diğeri ona hak veriyor. Sınavda oğlumun hakkını yediler diyor. Benim de kızımı işe almadılar, daha düşük puanlı birini almışlar, boyu devrilesiceler diyor. Biri kitabından başını kaldırıp bakıyor tartışanlara, sonra tekrar kitabına dönüyor. Arada biri araya girip celalleniyor. Birileri onu yatıştırıyor. Dünkü gibi. Ve önceki günkü gibi…

Sonra aynı kutunun içinde kucağında aynı umutlar, sırtında aynı yükler ve kafasında aynı endişelerle gidecekleri yere doğru akıp gidiyor kendileri ve yaşamları. Dünkü gibi…

Yorumlar (8)

  1. Murat BAŞPINAR

    O otobüsü bekleyenlerden biride bendim, hala bekliyorum gelen geçti gitti, hafızalarımız tazelendi, teşekkürler Erdal NAL 🇹🇷🌍🇹🇷

  2. Ergül KERDİĞE

    Günlük hayat anlattdığınız gibi devam ederken,ömür de o şekil bir gün son buluyor.
    Ellerinze sağlık..

  3. Nural böğürcü

    Merhaba
    Emeğinize sağlık özlediğimizle değil bulduğumuz yaşamın içinde şekilleniyoruz.

  4. Aykut Baltacı

    Maalesef ülkemizde yaşanıyor bunlar kaderimiz bu olmamalı Yaz geliyor o sıcaklarda otobüse binmek cesaret ister.

  5. Yaşar Kaynar

    Olay sıradan fakat anlatım muhteşem.

  6. Naci KABADAYI

    Memleketimden manzaralar! Teşekkürler…

  7. Tayyar Tekin

    İnsanlardaki çaresizliğin, sıranlaşmayla sonuçlanan döngüsünü, doğal sonucu olan ruhsal bunalımını yalın şekilde çok güzel anlatmışsın. Eline aklına sağlık.

  8. Yavuz ali sakarya

    Çok güzel anlatım. Kalemine aklına sağlık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir